Shopping cart
You have no items in your shopping cart.
You have no items in your shopping cart.
ALERJİYLE YAŞAMAYI ÖĞRENEN ÇOCUK OLMAK
Son dönemde çocuklarda alerji kavramı sık sık karşımıza çıkıyor. Değişen yaşam tarzımız, artan nüfus, besin üretiminde kimyasalların ve hormonların kullanılması, kalabalıkla beraber artan besin ihtiyacına yönelik besinlerin uzun süre dayanması için yapılan işlemler, betonlaşmayla beraber topraktan uzaklaşan çocukların alerji sorunu ile mücadele etmek zorunda kalmasına neden olmuş olabilir. Alerji denilince birçok kişinin aklına besine alerjisi gelse de alerjilerde karşımıza çıkan 2 grup var. Biri solunum yolu alerjileri bir diğeri de besin alerjileri. Alerjiyle çocuklar çok erken dönemde yani bebeklikle tanışmaya başlayabiliyor. Bunu da bakım veren kişinin erkenden fark edebilmesi çok önemli. Uykusuzluk, huzursuzluk, geçmeyen gaz sancıları, bedendeki değişim döküntü, kızarıklık, kaşıntı, dışkıda farklılık gibi şeyler fark edildiğinde muhakkak doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.
Alerjiyi, vücudumuzun bağışıklık sisteminin normal dışı çalışması sonucu, zararsız olarak kabul etmesi gereken maddelere karşı aşırı tepki vermesi durumu olarak tanımlayabiliriz. Alerji, çocukların, bebeklerin ve ebeveynlerinin yaşam kalitelerinin bozulmasının yanı sıra, yaşamı tehdit eden reaksiyonlara da neden olabiliyor.
Alerjik çocuğu olan aileleri teşhis konulduktan sonra düzen ve alışkanlıklarını değiştiren bir sistem bekliyor. Sürekli okumak, anlamak ve gözlem yapmak. Bunu yaparken de çocukla süreci paylaşıp bilgi vermek. Çocukların bedensel farkındalığının gelişmesi için de bu sürece dahil etmek oldukça önemli. Evi havalandırmak, evdeki alerjiyi tetikleyen eşyaların evden uzaklaştırılması, hava temizleyicilerin eve dahil edilmesi özellikle solunum yolu alerjisi olan çocuklarda sık deneyimlenen durumlar. Bunun neden yapıldığını çocuklara resimler çizerek, görsellerle ve oyun yoluyla anlatmak hem öğrenmelerine hem de yaşam biçimi haline getirmelerine yardımcı olacaktır. Bunun yanında kullanılması gereken ilaçları, inhaler ve nebulizatör gibi ekipmanları da çocuklara tanıtmak ve anlatmak önemli. Unutmayın çocuğu kaygılandıran hastalık olmuyor. Bilgi eksikliği ve belirsizlik çocuğu daha çok endişelendiriyor. Sürece dahil edilmeyen çocuk sizinle iş birliği yapmak da istemiyor. Bunun sonucunda da ortaya çıkan duygu çoğunlukla öfke oluyor.
Besin alerjisinde de erken dönemde çocuğa bedenini, hangi besinlerin onun için faydalı hangi besinlerin onun için zorlayıcı olduklarını anlatabilirsiniz. Bunun yanında birlikte duygu konuşmak ve duygu yansıtmak da yardımcı olacaktır. “Biliyorum bazı şeyleri çok merak ediyorsun. Engellenmek ve her istediğin şeyi yiyememek senin için çok zor.” “Çok özlediğin şeyler var. Onları yiyemediğinde çok üzülüyorsun / öfkeleniyorsun” Özellikle zorlayıcı bir duyguyu deneyimlerken uzun uzun açıklamalar yapıp bilgi vermekten ziyade duygusunu konuşmak, sizin de duygunuzu paylaşmanız ve istiyorsa temas etmek / sarılmak anlaşıldığını hissettirecektir. Bütün bunlarla birlikte bu deneyimleri yaşayan çocuklarla ve ailelerle bir araya gelmek ve bu konuda yazılmış hikaye kitaplarını okumak çocuklara yalnız olmadığını hissettirip bununla başa çıkmasına yardımcı olacaktır.
Alerjik çocuğu olan aileleri belki de en çok zorlayan konulardan bir tanesi çocuklara bu eğitimi vermekten ziyade dışarıdaki kişileri alerji konusunda bilinçlendirmek. Her an etrafta “iyi niyetle” çocuğa zarar verebilme ihtimalini düşünmeden bir ürünü ikram etmek isteyen yetişkinlerin varlığı aileleri en çok tedirgin eden şeylerin başında geliyor.
Alerjik yaşam deneyiminin içine eklenen çocukların ve ailelerin duymak istemediği cümlelerden bazıları şu şekilde:
“Biz de çocuk büyüttük alerji falan yoktu”
“Birazcık yese ne olacak ki?”
“Bence siz bu alerji olayını biraz abartıyorsunuz?”
“Herkes yiyor, sende ye bir şey olmaz”
Besin alerjisi bunu deneyimlemeyen yetişkinler için basite indirgenen bir deneyim gibi görünse de yaşayanların yaşam kalitesini oldukça etkiliyor. Özellikle çoklu besin alerjisi olan çocuklarda etiket okumanın da ötesinde bilince ve dikkate sahip olmak gerekiyor. Örneğin çocuğun canı dışarıda mısır istediğinde bu mısırın süt içinde pişmiş olabileceğini düşünemeyebilirsiniz. Fakat çocuğunuzun süt ve süt ürünleri alerjisi varsa sonuçlarının ne kadar zorlayıcı ve tehlikeli olabileceğine dair deneyim kazandıktan sonra dışarıda satılan her besin maddesine şüpheyle yaklaşmak zorunda kalabilirsiniz.
Alerjik çocuğu olan aileler toplumun gözünde fazla evhamlı, aşırı koruyucu gibi görünse de erken dönemde çok fazla kaynak okumak zorunda kalan, yaşadığı zorlayıcı deneyimlerden dolayı yorgun bazen de tükenmiş hissedebiliyorlar. Herkes için sıradan ve rahat deneyimler için önceden hazırlık yapmak zorunda kalmak ve tüm olasılıkları hesaplamak çok da kolay değil. Gideceği okul ve okuldaki beslenme, öğretmeni ve velileri alerji konusunda bilgilendirme, tatile gitmeden önce araştırma yapma, doğum günü organizasyonları, arkadaşlarla yapılan her etkinlikte ön hazırlık ve planlama yapmak her zaman çok da kolay olmuyor. Ebeveynler çocukları her ne kadar bu alerjenlerden uzak tutmayı başarsa bile, okul gibi farklı ortamlarda da bulunabildiklerinden, eğer varsa anafilaksi riskinin olabileceği çocuğun durumunun çevresindeki herkes tarafından bilinmesi ve bununla ilgili de önlem alınması gerekmektedir.
Çocukları büyütürken alerji konusu ile mücadele eden ailelerin kaygılarının ve korkularının en büyük yardımcısı her zaman bilgi olarak karşımıza çıkıyor. Erken dönemde okumak, fark etmek ve öğrendiklerini çocuk ile paylaşmak; birlikte çıktıkları bu yolculuğun daha rahat sürdürülmesine yardımcı olacaktır. Çocuklar duyduklarından ziyade gördüklerini deneyimlerine daha rahat dahil edebiliyor. Bu sebeple erken dönemde mutfağa davet edilen her şeye dokunmasına ve deneyimlemesine izin verilen çocukların alerji kavramıyla barışması çok daha rahat olacaktır. Birlikte üretmek, alternatif arayışına onu da dahil etmek onu da çözümün parçası haline getirecektir. Alternatif üretme sürecine dahil edilen çocuğun bilişsel esnekliğinin artacağı gibi problem çözme becerisi de gelişecektir.
Minik gurmeler haline gelen bu çocuklar çok erken yaşta yemeklerin içeriğini analiz edecek damak tadına sahip olabiliyorlar. Bunun yanında sağlıklı yaşam hakkında bilinçlendikleri için etiket okuma alışkanlığı edinen ebeveynlerini model alıp bazen “acaba bu bana dokunuyor mu?” “içindekilere baksana ben bunu yiyebilir miyim?” gibi sorularla izlenecek yolu örnek alıyorlar. Biraz daha büyüdüklerinde de kendileri etiket okuyan ve analiz eden hale geliyorlar. Baş etmekte zorlandıkları yerde sohbet etmek, resim yapmak, oyun oynamak, deneyimlerini hikayeleştirmek, yaşadıkları deneyimler hakkında hissettiklerini ifade etmelerine alan açmak sürece katkı sağlayacaktır. Her çocuğun ihtiyacının ve kişilik özelliğinin farklı olduğunu unutmayalım. Bu süreci yaşayan her çocuk farklı tepkiler verebilir ve farklı ihtiyacı olabilir. Bu sebeple çocuğunuzun zorlandığını düşünüyorsanız ve baş etme konusunda desteğe ihtiyacınız varsa bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin.
Çocuklarda besin alerjisi son dönemde çok sık karşımıza çıkıyor. Bunun yanında alerji ile yaşamak hem #ebeveyn hem de #çocuk için çok zorlayıcı. Özellikle çoklu besin alerjisi olan çocuğun sosyal ortamda zorlanmasına neden oluyor. Sürekli bir soru: #anne / #baba ben bunu yiyebilir miyim? Doğum Günleri / #okul gibi sosyal ortamlarda da ruhsal olarak canı yanıyor.
Biblioterapide ve alerjik bünyesi olan çocukların ailelerine önerdiğim kitaplar
"Sara'ya Fındık Yok"
"Matilda has an Allergy" ve
"The Cookie:A story of friendship and food allergy"
Yalnız olmadığını bilmek çocuklara çok iyi geliyor. Hikaye ile çocuk yaşadığı deneyimi daha rahat işleyebiliyor.
Uzman Psikolog Çağla Tuğba Selveroğlu
Yazar Hakkında:
Çağla Tuğba Selveroğlu Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden (Burslu) fakülte 3.sü olarak lisans derecesini almıştır. Warsaw School of Social Psychology’de (SWPS) bir dönem eğitim görmüştür. Maltepe Üniversitesi Klinik Psikoloji Master Programını (Burslu) derece ile bitirmiştir.
Yayımlanmış 5 kitap bölümü ve
“Çocuk Kumandalı Ebeveynler” (Cinius, 2016) adlı kendisine ait kitabı yayınlanmıştır. 2013 yılında hayalini gerçekleştirerek Adım Psikoloji Dil ve Konuşma Merkezi’ni kurmuştur. Çocuklarla çalışıp ebeveyn danışmanlığı yapmakta ve uzmanlara yönelik eğitimler vermektedir.
Kaynak;
http://www.adimdanismanlik.com/index.php?option=com_content&view=article&id=360&Itemid=288